8 Ağustos 2016 Pazartesi

Feminizm Derneği'ni duymuş muydunuz? Şimdi duydunuz


 
Bugün bir durum raporu sunuyorum. Güzel haberlerim var. Dün Ankara’da Feminizm Derneği’nin atölye çalışmasına katıldım. Feminizm 101 konuştuk.  Gözlemlerini size kısaca aktarmak istiyorum, çünkü bu süreci oldukça şeffaf yürütmeyi önemsiyorum.  

Feminizm Derneği son bir yıldır sosyal medya üzerinden bir araya gelen kadın ve erkeklerden oluşan bir grubun çekirdeğini oluşturduğu ve üyelerinin çoğunluğunu oldukça genç insanların oluştuğu bir dernek.  Dernek çalışmalarını son 6 aydır sürdürüyor ve Haziran ayından beri de dernek statüsünü kazanmış durumdalar.  Yani her şey oldukça yeni, herkes oldukça heyecanlı.  Şu ana kadar muhtelif cinsel saldırı davalarına müdahil olmaya çalışmış dernek, bir kısmı halen devam ediyor.  Diğer aktiviteler için fikirler geliştirilmeye devam ediyor.

Peki, odadaki file geri dönelim. Evet Feminizm Derneği’nin erkek üyeleri var, derneğin kadın üyeleri “erkek görünürlüğünü” önemsiyorlar, hatta yönetimde de erkekler var. Pozisyonları bu şekilde. Sevgili Burçin Tetik kendisiyle dernek hakkında twitter üzerinden ilk yazıştığımız günlerde özellikle erkeklerin yönetimde olmasına ilişkin çekincelerini dile getirmişti. Derneğin Facebook sayfasında erkek adminlerin kadın yorumcuların yorumlarını silmelerini tuhaf bulduğunu dernek üyelerine iletmemi de her zamanki tatlı kinayeli tonuyla rica etmişti. (ilettim elbette, ilettim J ) Feminizm Derneği’nin twitter sayfası adminleri de feminizmi cinsiyet eşitliği üzerinden tanımladıklarını, herhangi bir cinsiyeti öne çıkarmadıklarını vurgulayan yorumlarla Burçin’e dönmüşlerdi.  Yani burada birbirimizi ikna etmemiz gereken bir açı farkı halen var.  Bu bir.

Ama sadece bu kadar. “Bu bir” dedim ya, “bu da iki”lik bir durum yok henüz.  Ben çok sevdim ekibi ve toplantı bitmeden hemen bir üye formu istedim.  Tartışacağımız muhtelif konular olduğuna eminim. Özellikle cinsiyet körü ve kimlik körü bir feminizm anlayışı üzerinden bu mücadeleye ilgi duyan erkeklerin doğru bir angajman kurabileceğine dair çekincelerim halen devam ediyor. Erkeklerin feminizmle kadınların geliştirdiği aynı argüman ve araçlarla ilişki kuramayacağı, kurmaması gerektiği yönündeki görüşüm de aynı şekilde baki. 

Natrans hetero erkeklerin feminist teoriden yararlanamayacakları veya bu teoriye bir katkı sunamayacaklarını düşünüyor değilim elbette.  Aksine bizim de çok ihtiyacımız olan bir özgürleşme aracından bahsediyoruz.  Konunun biyoloji olmadığı, toplumsal cinsiyet dediğimiz gizem nesnesine baktığımız da gün gibi ortada. 

Ama erkekler olarak bazen unuttuğumuz bir detayı tekrar tekrar kendime hatırlatmaya çalışıyorum hep: toplumsal cinsiyet denen şey farkındalıkla ortadan kaldırılabilse de ayrıcalık denen şeyi üretmeye devam ediyor. Ve bu durum feminist erkeklerin teker teker iyi niyetlerinden ve farkındalık seviyelerinden bağımsız bir konu.

Erkek ayrıcalığı diye bir şey vardır.

Ve bu ayrıcalık patriyarka dünyadan tamamen silindiğinde ortadan kalkacak, daha önce değil.   Patriyarkayla mücadele devam ettiği sürece de ayrıcalıklarının farkında olmak ve bunun etkisini dengeleyecek politikalara katkı sunmak pro-feminist erkeklerin önündeki en önemli görevlerden olmaya devam edecek.

Tüm bunları akılda tutarak Feminizm Derneği’nin neden fena bir fikir olmayabileceğini size söyleyeyim:  Çünkü bu platformun erkeklere açık olması oldukça önemli bir fark.  Kadınlarla birlikte, kadınlarla temas halinde, kadınların deneyimlerini birinci ağızdan duyabilecek yakınlıkta, daha da önemlisi herhangi bir saçmalama ihtimaline karşı kadınların bir kulak çekimi mesafesinde iş yapmakta buradaki erkekler.  Ve inanın bu iyi bir şey.

Daha önce sadece erkeklerden mütevellit toplumsal cinsiyete dair çalışmalar yapan gruplarda bulundum ve kendi içine kapanan erkeklerin, feminist ve queer teoriyi ne kadar soyut bir şekilde tekrarlayabildiklerini gördüm.  Ne kadar kolay bir şekilde tökezleyebildiklerini / tökezlediğimizi gördüm.  Sürekli cinsiyetçilikten, queer teoriden ve cinsiyetin akışkanlığından bahsetmemizin erkekler arası eril bağın yeniden tesisini engelleyemediğini gördüm.

Bu sadece şunu gösterdi bana: Kadınların deneyimlerinden kesintisiz beslenmeyen iyiniyetli erkeklerin feminizm ile ilişkileri her zaman dolaylı, ikinci elden, kitabi, soyut, teorik, eğreti ve kırılgan kalmaya mahkûm oluyor.  Erkeklerin kendilerine giydirilen toplumsal cinsiyetle baş edebilme becerilerini geliştirecekleri ve diri tutacakları yegâne okul kadınlarla birlikte iş yapmaları.  Aksi ı-ıh. 

Ve bu yüzden Feminizm Derneği’nin erkeklerin ihtiyacı olan bu eğitim için doğru bir platform sunabileceğini düşünüyorum.  Erkekler olarak bu projenin hakkını ne derece verebildiğimizi hep birlikte göreceğiz.  Her ne olursa olsun derneğin bu fikre ikna olmuş kadın üyelerine şimdiden kendi adıma müteşekkirim. Özlem, Damla, Cansu, İrem ve de Selin çok çok teşekkürler J. 

Erkek üyelere de şimdiden yoldaşça bir selam gönderiyorum.  Ozan, Emre, Bilal ve de Özgen, çok güzel işlere imza atacağınıza eminim.  Şimdiden kolay gelsin.  

Siz de ikna oldu iseniz Feminizm Derneği’ni Facebook ve Twitter sayfaları üzerinden takip edebilirsiniz.  Ya da üye olmayı tercih edebilirsiniz. 

Toplantının fotoğrafını da buraya koyayım … ve elbette yayınlamak için gözümün kapalı olduğu resmi seçmiş olmaları! 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder