7 Temmuz 2016 Perşembe

Ezilenlerin tutarsızlıklarıyla dalga geçmek caiz midir?


Bir twitter polemiğine ilişkin kısa bir meram. Aslında kimin hangi konuda hangi lafları edebileceğine ilişkin daha genel bir tartışmanın parçası ama madem yeri geldi. Durum şu.  Cemil İpekçi Suriyeli mültecilere karşı iğrenç bir ırkçılık kusuyor, sonra da birbirimizden pek haz etmediğimiz (tabi ki politik sebepler, kişisel bir husumetimiz yok) Fatih Yaşlı da hesabından şöyle bir şey yazıyor:

 


Ne oluyoruz dedim sataştım haliyle.  Tırnak içine almak niye?  Mazlumluğuna güvenilmiyor, dalga geçiliyor ya da seninki sayılmaz zengin mazlum mu deniyor?  Bana göre buram buram bir sırf LGBTsin diye mazlum ayaklarını yemeyiz iması var.  Dostlarım benimle aynı fikirde değil.  Hatta feminizm ve kimlik mücadelesi konusunda akıl hocalığımı yapan birkaç dostum da tepkiyi biraz abarttığım sonucuna vardı.  Bence pek öyle değil, nedenini açıklayayım izninizle.

Çok karmaşık kimliklerin ve ezme ezilme ilişkilerinin iç içe geçtiği bir toplumda yaşıyoruz.  Bu bizim karmaşık olmayı sevmemizden kaynaklanmıyor içinde yaşadığımız kapitalist toplumun, kendisinden önceki sınıflı toplumlardan miras aldığı çelişkilerle insanları çok katmanlı ezebilmesinden kaynaklanıyor.  Yaratıcı olan biz değiliz, sistemin kendisi.  Elbette günün sonunda sınıf kavramı tüm bu çelişkileri bir bıçak gibi yararak ağırlığını koyuyor.  Sınıf siyasetinin gücüne ve gerekliliğine inanıyorum ama bunu ayrıcalıklı kimliğini göz ardı eden bir noktadan yapan herkes saçmalamaya mahkûm oluyor.

Cemil İpekçi iktidara yakın bir eşcinsel olabilir, Cemil İpekçi üst sınıfa mensup bir eşcinsel olabilir, Cemil İpekçi alayına ırkçı bir eşcinsel olabilir.  Bütün bunların hepsini ayrı ayrı eleştirebilirsiniz ama bunu hetero bir erkek olarak Cemil İpekçi’nin LGBT kimliği üzerinden dalga geçerek yaparsanız tartışmayı hem istediğiniz yerde tutamamış olursunuz hem de saçmalamaya başlarsanız.  Cemil İpekçi’nin homofobik iktidarın yanında bir eşcinsel olması bir çelişki midir, öyledir, ama bırakın tutarsızlık imaları LGBT camiasından gelsin.  Cemil İpekçi’nin bir ezilen kimliğe mensup biri olarak ırkçılık yapması bir çelişki midir, öyledir ama bırakın bunun dalgasını bırakın LGBT bireyler geçsin.  Burjuvaziye mensup ezilenlerin sınıf siyaseti dahilinde teşhir edilmeleri işçi sınıfına mensup ezen kimlik üyelerince yapılamaz. İstediğiniz kadar etrafından dolanmaya çalışın ama bu mümkün değil. Günün sonunda hetero erkek veya hetero kadın başınıza eşcinsellerin ikiyüzlü ve güvenilmez insanlar oldukları goygoyuna katkı sunmaktan başka bir şey yapmamış olacaksınız.  Ayrıcalıklı kimliğinizi unutarak üst sınıfın ezilen kimliklilerine o kimlikleri veya tutarsızlıkları üzerinden yönelttiğiniz her saldırı sınıf mücadelesinin değil ayrımcılığın hanesine yazılıyor.  Üstenci olmak için söylemiyorum bunu, bu işin dinamikleri gerçekten bu şekilde işlediği için söylüyorum. 

Bırakın o imayı da siz yapmayıverin.  Irkçılık yapan dangozun birisin Cemil deyin geçin.  Emin olun o tutarsızlık zaten dile gelecek.  Dile getiren bir seferlik de siz olmayıverin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder