Bir
twitter polemiğine ilişkin kısa bir meram. Aslında kimin hangi konuda hangi
lafları edebileceğine ilişkin daha genel bir tartışmanın parçası ama madem yeri
geldi. Durum şu. Cemil İpekçi Suriyeli
mültecilere karşı iğrenç bir ırkçılık kusuyor, sonra da birbirimizden pek haz
etmediğimiz (tabi ki politik sebepler, kişisel bir husumetimiz yok) Fatih Yaşlı da
hesabından şöyle bir şey yazıyor:
Ne
oluyoruz dedim sataştım haliyle. Tırnak içine almak niye? Mazlumluğuna güvenilmiyor, dalga geçiliyor ya da seninki sayılmaz zengin mazlum mu deniyor? Bana
göre buram buram bir sırf LGBTsin diye mazlum ayaklarını yemeyiz iması
var. Dostlarım benimle aynı fikirde değil. Hatta feminizm ve kimlik mücadelesi konusunda
akıl hocalığımı yapan birkaç dostum da tepkiyi biraz abarttığım sonucuna vardı.
Bence pek öyle değil, nedenini
açıklayayım izninizle.
Çok
karmaşık kimliklerin ve ezme ezilme ilişkilerinin iç içe geçtiği bir toplumda
yaşıyoruz. Bu bizim karmaşık olmayı
sevmemizden kaynaklanmıyor içinde yaşadığımız kapitalist toplumun, kendisinden
önceki sınıflı toplumlardan miras aldığı çelişkilerle insanları çok katmanlı
ezebilmesinden kaynaklanıyor. Yaratıcı
olan biz değiliz, sistemin kendisi. Elbette
günün sonunda sınıf kavramı tüm bu çelişkileri bir bıçak gibi yararak
ağırlığını koyuyor. Sınıf siyasetinin
gücüne ve gerekliliğine inanıyorum ama bunu ayrıcalıklı kimliğini göz ardı eden
bir noktadan yapan herkes saçmalamaya mahkûm oluyor.
Cemil
İpekçi iktidara yakın bir eşcinsel olabilir, Cemil İpekçi üst sınıfa mensup bir
eşcinsel olabilir, Cemil İpekçi alayına ırkçı bir eşcinsel olabilir. Bütün bunların hepsini ayrı ayrı
eleştirebilirsiniz ama bunu hetero bir erkek olarak Cemil İpekçi’nin LGBT
kimliği üzerinden dalga geçerek yaparsanız tartışmayı hem istediğiniz yerde
tutamamış olursunuz hem de saçmalamaya başlarsanız. Cemil İpekçi’nin homofobik iktidarın yanında
bir eşcinsel olması bir çelişki midir, öyledir, ama bırakın tutarsızlık imaları
LGBT camiasından gelsin. Cemil İpekçi’nin
bir ezilen kimliğe mensup biri olarak ırkçılık yapması bir çelişki midir,
öyledir ama bırakın bunun dalgasını bırakın LGBT bireyler geçsin. Burjuvaziye mensup ezilenlerin sınıf siyaseti
dahilinde teşhir edilmeleri işçi sınıfına mensup ezen kimlik üyelerince
yapılamaz. İstediğiniz kadar etrafından dolanmaya çalışın ama bu mümkün değil.
Günün sonunda hetero erkek veya hetero kadın başınıza eşcinsellerin ikiyüzlü ve
güvenilmez insanlar oldukları goygoyuna katkı sunmaktan başka bir şey yapmamış
olacaksınız. Ayrıcalıklı kimliğinizi
unutarak üst sınıfın ezilen kimliklilerine o kimlikleri veya tutarsızlıkları üzerinden
yönelttiğiniz her saldırı sınıf mücadelesinin değil ayrımcılığın hanesine
yazılıyor. Üstenci olmak için
söylemiyorum bunu, bu işin dinamikleri gerçekten bu şekilde işlediği için
söylüyorum.
Bırakın
o imayı da siz yapmayıverin. Irkçılık
yapan dangozun birisin Cemil deyin geçin.
Emin olun o tutarsızlık zaten dile gelecek. Dile getiren bir seferlik de siz olmayıverin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder