Filmler, diziler, okuduğunuz romanlar, hatta anne ve babanız size bunun tam tersini anlatıyor biliyorum. Ama gerçek bu. Erkeklerin aşk konusunda bir ilahi adalete inanmaları hayatı hepimiz için zorlaştırıyor.
Her insanın bu gezegende geçirdiği kısa ömrü uhdesinde aradığı aşkı, aşkları bulabilmesini, görmeyi arzuladığı tüm ilgi ve sevgiyi tadabilmesini gönülden isteyen biriyim. Tüm insanların sınırsız değerde olduğuna, insanın değerin kendisi olduğuna ve her insanın sınırsız bir sevgi görme hakkı olduğuna inanıyorum.
Biliyorum bu naif bir düşünce ve biliyorum “sevgi” politik
diskurda çok demode kaçan bir kavram. İçinde
büyüdüğüm marksist gelenek bu kelimeyle dalga geçiyor. Feminist literatür ise erkeklerin kadın
öldüren sevgileri karşısında sevginin s’sini duymak istemez hale gelmiş
durumda. Bu bıkkınlığın bir sebebi var. Bir çok erkek sevginin ne demek olduğu
konusunda çok hazırlıksız, öfkeli ve saçma sapan hareketler yapmaya eğilimli.
İyi bir insan olmalarının hakettikleri aşkın kendilerine gelmesini
beklemek için yeterli olduğunu sanıyorlar.
Diğer hiçbir konuda inanmasalar bile 21nci
yüzyıl erkekleri yazılı ve görsel kültürün tüm hikayeleri tarafından bir aşk
karmasına inandırılmış durumdalar.
Oysa aşkın kendisi böyle bir şey değil. Her zaman hakettiğinizi düşündüğünüz sevgiyi
görebileceğiniz bir şey değil. Ne kadar sabırlı olursanız olun, ne kadar
mütevazi olursanız olun bu şey… olmak zorunda değil.
Sadece yüzeysel bir iyi insan olmanız değil söylediğim. Karşısındaki kadının ilgisini kazanmak için
olmadığı bir insan gibi davranan o erkeklerden biri olmayabilirsiniz. Gerçekten ama gerçekten çok çok iyi bir insan
olabilirsiniz. Ama tüm içtenliğinizle
iyi bir insan olmanız bile eros’un katı ve öngörülmez çekim yasalarının etrafından
dolanamıyor. İnsanın bu soğuk gerçeği
kabullenmesi çok kolay değil biliyorum.
Ne kadar hak ettiğinizi düşünürseniz düşünün, dualarınızı duyacak biri
yok, sevdiğiniz o kişinin sizi seçmesini sağlayacak bir ilahi adalet yok. Diğer tüm konularda kadere, tanrısal
müdahalelere, karmaya, yıldızlara, burçlara ve daha başka zilyonlarca tılsıma
inanabilirsiniz ama inanın aşk ve seks hayatınız sözkonusu olduğunda bir erkek
olarak katı bir ateist olmak zorundasınız.
İnanmanız gereken tek bir gerçek var, o da karşınızdaki kadının
beyanı. Hiçbir güç sizi istemeyen bir kadınla
kavuşmanızı sağlamayacak. Hayır
kelimesi hayatınız boyunca Hayır anlamına gelmeye devam edecek. Bu gerçeği kabullenmeniz birçok hayal
kırıklığını çabuk atlatmanıza yardımcı olacak.
Ve temas ettiğiniz birçok kadının da hayatını kolaylaştıracak.
Bir gün sevginin ve adaletin dünyasını yaratabileceğimize
yürekten inanıyorum. Ama o gün bile aşk
başka bir yerde durmaya ve kendine ait kurallara sahip olmaya devam
edecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder