16 Şubat 2016 Salı

ben cinsiyetçi olamam çünkü... iyi hal

 
 
Kötü Kedi Şerafettin üzerinden kaleme aldığım tecavüz mizahı yazıma ateş püsküren sosyal medya cevapları baş döndürücü.  Çoğunlukla asabi erkeklerden gelen bir seri saçma söz, kendi kendini övme, birbirini pohpohlama vs'den oluşan bir toz ve gaz bulutu içinde kaldım.
 
Her birine elbette cevap vermeyeceğim ama küçük bir akıl yürütme arızasını gidermek isterim. 
 
Bu savunmaların ortak paydası, buna Bülent Üstün'ün verdiği cevap da dahil, Şerafettin gibi "genelde gayet sevilesi" bir karakterin "özeldeki tek tük" eylemlerine takılmamın saçma ve kötüniyetli olduğu yönünde.  Bülent Üstün muhtemelen bizim ifşaatımızı kastederek "20 sene önceki hikayelerden bazı kareler bulup bu kareler üzerinden eleştiri getirmek çok gerici bir tutum" diyor.
 
Konu tecavüz olduğu için burada kimin iyiniyetli tartışmadığı nispeten ortada.  20 yıl önce olmuş bir şeyi neden şimdi gündeme getirdiğimizi Bülent Üstün lütfen aynı tonda gitsin "genelde gayet sevilesi" bir aile babası olan Bill Cosby'nin 30 yıl sonra cesaretini toplayan tecavüz mağdurlarına sorsun.
 
Bu kısmı böyle.  Ama bahsettiğim arızayı henüz gidermedik.  İşbu öyle bir arıza ki, tecavüzü de aşıyor, tacizi de aşıyor, erkeklerin cinsiyetçilik kavramıyla boğuştuğu hemen her tartışmada karşımıza çıkıyor.
 
Arıza şurada:
 
Biz erkekler şu ya da bu eylemimiz cinsiyetçi olmakla itham edildiği hemen her zaman, istisnasız aynı savunmaya başvuruyoruz:
 
"Ben iyi biriyim!"
 
O kadar alakasız, o kadar saçma sapan bir savunma ki bu, kendinizi övmekten eleştiriye odaklanmaya vakit kalmıyor.  Gururlu kibar erkeklerle tartışmanın bunaltıcılığını daha önce de anlatmaya çalışmıştım:
 
Karakterine kefil olduğumuz, toplumsal cinsiyet bilinci konusunda çitin bizden yana tarafında durduğunu bildiğimiz bir erkek ne zaman saçmalasa, ya kendisi, ya da sevenleri tarafından bize “eyleme değil, karaktere bak” deniliyor... [N]edendir bilinmez, hemen bir karakter savunusu devreye giriyor. Özgeçmişler sayfa sayfa önümüze seriliyor. Bunu kastetmiş olamaz çünkü şöyle iyi bir insan, böyle beyefendi bir erkek, şöyle bir centilmen vs vs.
Bir ortalamaya bak deniyor bize. Bir aritmetik hesabına yönlendiriliyoruz. “%95 bu konuları şöyle şöyle aşmış bir erkek olduğu için, %5’lik hareketleri üzerinde hiç durmayın.”
 
Ama burada yapılan bu karakter savunmasının gerçekte ne olduğunu bir kez daha hatırlayabilir miyiz?
 
Çok basit, çok temel, aslında kabak gibi ortada ama adını koymaktan imtina ediyoruz: Bildiğin iyi hal savunması bu. 
 
Bir tecavüz sanığı çıkarıldığı mahkemede kravatlı, biryantinli, ütülü ceketli yapınca bunu şıp diye tanıyoruz yapılan ayak oyununu. Ama gündelik cinsiyetçi pratikleri eleştirilen erkekler kendilerini aklamak için kullandıklarında nedense geçerli bir argümanmış gibi ciddiye alıyoruz. 


Sevgili erkekler, şimdi sakince bir özeleştiri yapalım mı?


Bakın bu karakter savunmasına girdiğiniz her anda, içinden çıkmanızın daha da zor olduğu gereksiz bir sarmala giriyorsunuz. 


Evet, bu yüzleşme işi zor bir iş, kimse kolay demedi zaten. Cinsiyetçilik her yerde, ister istemez bizim hareketlerimize de yansıyabiliyor.  Bazen gereksiz bir laf ediyoruz, bazen gereksiz bir harekette bulunuyoruz, bazen sadece gereksiz yere olmamamız gereken bir yerde bitiveriyoruz.  Keşke olmasa ama oluyor.  Ama bu noktadan sonra eyleminizin cinsiyetçi veya tacizkâr yönüyle yüzleşip yüzleşmeyeceğiniz size kalıyor.   Gerçekten samimi bir şekilde hatanızla yüzleşebilir ve daha iyi bir insan olabilirsiniz, veya mahkemedeki o biryantinli abilerden bir tık daha eli yüzü düzgün olduğunuza, yeterince felsefe ve sosyoloji kitabı okuduğunuza güvenip bir karakter savunusuna girebilirsiniz.


Karakter savunmasına girdiğiniz ve dikkati eyleminizden başka bir şeye kaydırmaya çalıştığınız her durumda karşınızdaki kadınların zekâsına hakaret ediyorsunuz.


Ve kadınlar da salak değil.  Ayak oyununu anlıyorlar. Neden anlamasınlar?




@alperard





Not: yukarıdaki görsel Game of Thrones Cinsiyetçi mi? ismiyle hazırladığım hikayeden. Tamamına bakmak isterseniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder